Son yıllarda ülkeyi yönetenler kadınlara dönük ‘’Pozitif Ayrımcılık’’ yasaları çıkarmakta ve başta ‘’İstanbul Sözleşmesi’’ olmak üzere cinsiyet ayrımcılığına son vermeye çalıştığını söylemekte.
Peki sokakta ve toplumun diğer yaşam alanlarında durum nasıl şöyle bir bakalım.
Gün geçmiyor ki bir kadın cinayeti ve onlarca kadına şiddet haberiyle karşılaşıyoruz ve bu şiddet ve cinayetlere verilen cezalar toplum vicdanını kanatıyor. Toplu taşımadan iş yerine, semt pazarından sokağa kadar her türlü yaşam alanında kadına taciz artarak devam ediyor.
Bu taciz, tecavüz ve cinayetleri önlemek için ceza yasaları kadar eğitim sistemi de önemli. Neden okullarda başta cinsiyet eşitliği olmak üzere insanların bütün haklarda eşit olduğunu anlatan öğretiler verilmez ya da temel eğitim kız-erkek zorunluyken televizyonlara çıkıp ‘’Kız çocuklarını okutmak günahtır’’ ‘’Kadının yeri evidir ve kadın erkeğine hizmetle sorumludur’’ diyenler ve evlilik yaşı yasalara göre en az 18 iken yine televizyonlara çıkıp ‘Kızlarda evlilik yaşında sınır yoktur istenirse 6-7 yaşında bile nikahlanabilir’’ diyenler hakkında neden yasal bir işlem yapılmaz. RTÜK denilen kurum televizyondaki bir programda en basit bir küfür içeren kelime için bile o tv kanalını cezalandırırken neden kadınlara dönük cinsiyet ayrımcılığı söylemlerine yer veren kanalları cezalandırmaz.
Oysa ATATÜRK daha 1920li 30lu yıllarda başta seçme ve seçilme hakkı olmak üzere hiçbir batı ülkesinde olmayan kadın haklarını Türkiye’de yasal güvence altına almış ve uyguladığı eğitim- öğretim programıyla da bunları toplumun içselleştirmesi için büyük yol kat etmişti.
Kısacası toplumun kanayan yarası haline dönen kadın hakları konusunda yapılması gereken, pozitif ayrımcılıktan önce bu ülkede yaşayan her bireyin eşit olduğu ve bütün temel haklardan eşit faydalanacağını eğitim sistemiyle içselleştirmek ve yasalarla garanti altına almaktır.
Yasaklar merakı uyandırdıkça cehaletin sonucu kaçınılmaz olacaktır. Uzmanlara göre okul öncesi anlatılmalı resimlerle çocuklara sevgi birleşmesi sonucu nasıl dünyaya geldiği. Kalemine sağlık.