Kartal Belediyesi ve Atatürkçü Düşünce Derneği Kartal şubesinin birlikte düzenlediği Muammer Aksoy ve Uğur Mumcu'yu anma etkinliği Kartal Hasan Ali Yücel Kültür Merkezinde yoğun bir katılım ile gerçekleştirildi.Anma panelinin konukları Av. Celal Ülgen ve Gazeteci-Yazar mustafa mutlu oldular.Panelin açılış konuşmasını Cem Arkan yaparken, Atatürk ve silah arkadaşları ile tüm şehitler için yapılan saygı duruşu ve istiklal marşının okunması ile panele devam edildi.ÜLGEN "GEÇMİŞTE DP VEYA AP'Yİ ÇIKARIN YERİNE AKP'Yİ KOYUN YİNE AYNI OLUR"Konuşmacılardan Av. Celal Ülgen, Muammer Aksoy'un hayatını kısaca kendi anlatımı ile yaparken, Aksoy'un hayatı boyunca karşılaştığı güçlükler ve dik duruşu nedeniyle çektiği acıları dile getirdi. Ülgen, "zaman değişse de tarihin değişmediğini, aydının, hukukçunun, solcunun başına gelenlerin hep aynı olduğunu" ifade etti. Celal Ülgen, "geçmişte var olan DP veya AP yerine bugün AKP'yi koyun yine aynı acılar yaşanmaya devam edildiğini, tarihin tekerrür ettiğini görürsünüz." dedi.MUTLU "MUMCU MEKTUBUMA CEVAP VERMİŞTİ"Gazeteci-Yazar Mustafa Mutlu ise Uğur Mumcu'nun hayatından kesitler sunarak, şiirlerinden örnekler okudu. Mutlu, Uğur Mumcu'nun öncelikle hemşehrisi yani Kırşehir'li olduğunu hatırlatarak başladığı konuşmasında, gazetecilik mesleğini seçmesinde en etkin kişinin uğur mumcu olduğunu söyledi. Mutlu, bir gün 80'li yıllarda bir yazısından dolayı Mumcu'ya bir mektup yazdığını ancak cevap almayı hiç ummadığı halde, Mumcu'nun kendisine cevabi olarak mektup gönderdiğini bu mektupta da yazım dilimden dolayı gazeteci olabileceği salık verdiğini ifade etti.Mustafa Mutlu şöyle devam etti:MUTLU "LAİKLİĞİ HAZMEDEMEDİLER""Uğur Mumcu gerçek bir Atatürkçü idi. Kemalist idi. Ona göre Kemalizm bir onurdu. O bir laikti. Bugün dedikleri gibi "kişiler laik olmaz devletler laik olur" felsefesi boştur. İnsanlar da laik olur. Laikliği hazmedemediler, çünkü onlar için din ticareti onlar için bir maldı. Onun üstünden kendilerine siyasi rant yarattılar. Onun üstünden ceplerini doldurdular. Onun üstünden müritler edindiler. Bugün hala ediniyorlar. Öyle alçakları var ki bunların, akla, hayale gelmedik şeyleri satıyorlar. Hemde teknolojinin tüm imkanlarını kullanarak satıyorlar. Bilmem neli tespih satıyorlar, bilmem neli seccade satıyorlar. Mekke'den getirilmiş bilmem ne satıyorlar. Daha 6 yaşındaki kuran kurslarına gönderdikleri çocukları, Mekke ve Medine ziyaretleri vaadiyle etkilemeye çalışıyorlar. Kendi uydurdukları kurallarla, çoğunlukla da Kuran'ı Kerim de olmayan, kendileri gibi şarlatanların sonradan uydurdukları kurallarla yorumluyorlar ve insanları kandırmayı sürdürüyorlar. Atatürk bu ülkede çok şeyi halletti. Ama en çok bu adamlarla uğraştı. Bu adamlar en fazla onu yordu. Atatürk'ün sağlığında da vardılar. Şimdi de varlar. Zaten ölümünden sonra güç buldular."MUTLU "DEMOKRASİ SADECE ONLARA VAR""Zaten dikkat edin, Demokrasi kavramı altında, Demokratlık yalanları ile yapıyorlar. Bizi geçmişten bugüne yöneten tüm sağcı iktidarlar hep demokrasi vurgusuyla iş başına gelmişlerdir. Onlar için sadece inanç özgürlüğü vardır. Onlar için inanmama özgürlük değildir. Yada istediği gibi inanma özgürlüğü yoktur. Tek tip inanma özgürlüğü vardır. Demokrasi yalnızca onların gerici örgütlüğünün engellenmemesi durumudur. Demokrasi sadece onların varlığı içindir. Demokrasi onların başının belaya girmemesi için vardır. Demokrasi onların hakları için vardır. Ama 16 yaşındaki bir çocuğun kafasına kurşun sıkılırken Demokrasi yoktur. 17 yaşındaki çocuk yaşı büyütülerek idam edilirken Demokrasi yoktur. Üç fidan darağacına gönderilirken Demokrasi yoktur. İnsanlar teker, teker kurşunlanıp, bombalanırken Demokrasi yoktur. Sizlere Demokrasi mavalı okuyarak gelenlere lütfen kanmayın. Bizler zaten Demokratız. Öyle olmasak, çalınan ve satın alınan oylarla, zamansız öten horozlarla, trafoya giren kedilerle kazanılan seçimlerin sonucuna bile razı oluyoruz. Her seçimden önce gördüğümüz manzara karşısında heyecanlanıyoruz. İşte şimdi tamam dediğimiz sokaklar asla sandıklara yansımadığı halde yine de Demokrasi ye inanıyoruz. Yine de o çarpıtılmış seçim sonuçlarına peki diyoruz. Önümüzde yeni bir referandum var. Ben herkes kadar iyimser değilim. Ben bu adamların koltuklarını kolay kolay terk etmeyeceklerini çok çok iyi biliyorum. Bunların seçim kaybettiklerini ben görmedim. Bunlar ne olursa olsun o seçimlerden bir şekilde çıkıyorlar. O şekil artık nasılsa yoluna yordamına uyduruyorlar. O yüzden ben çok umutlu olamıyorum. Biz direnme hakkımızı sonuna kadar sürdüreceğiz. Diyeceksiniz ki ne yapacağız? Geçen gün Parlamento da bir kısım vekiller, tek adam rejimine evet demek için çırpınırken, kendilerini göstermek için ellerinde beyaz oy sallarken, bir kadın çıktı ve kendisini mikrofona kilitledi. Biz de bulduğumuz her yere kendimizi kilitleyeceğiz. Tanklarının altına yatacağız ve getirmek istedikleri rejime boyun eğmeyeceğiz. Türkiye bütün komşuları ile üstü örtülü bir savaş durumunda. Ülkemiz tüm dünyada hiç sevilmeyen, en çekinilen, en nefret edilen, en ürkülen millet durumunda. Uğur Mumcu demiştir. Bu ülkenin hiç c planı olmadı. Hep A,B ve D planları uygulandı."MUTLU "MİT TIRLARINDA Kİ SİLAHLAR NEREYE TESLİM EDİLDİ""Tüm dünyada yalnızlaşmış durumdayız. Bizim insan olarak ne Suriye ile ne Rusya ile ne de Yunanistan ile bir sorunumuz yok. Bir kişinin problemi var. Şu an Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan kişi o. O kişi henüz tek adam sıfatına sahip olmadan bizi bu hale getirdi. Bunun bir de sonrasını düşünün. Antiemperyalistim demek için tüm kurumlarınızla bağımsız olmak zorundasınız. Bugün ülkeyi yönetenler terörün karşısındayım diyor. Daha üç yıl önce Mit tırlarında bulunan o füzeleri kime teslim ettiklerini açıkladıklarını hala duymadım. Siz duydunuz mu? Nereye gidiyordu o silahlar?"MUTLU "HIRSIZA HIRSIZ DEMEK SUÇ OLDU""Bu ülkede hırsız demek suç haline geldi. Hırsız diyeni alıp götürüyorlar. Sen bilmem kime hakaret ediyorsun diye. U lan sen hakaret ediyorsun. Ben ona demedim ki sadece hırsız dedim. Bugün Türkiye'de cezaevleri bin'e yakın Cumhurbaşkanı veya Başbakan'a hakaret suçlamasıyla içeri atılan insanla dolu. Onbin'e yakın da dava var. Nedir bu? Sen istediğin gibi davranacak, saldıracaksın, yükleneceksin bu ülkenin değerlerine, sen istediğin gibi kutsal kavramlar ile oynayacaksın ve içlerini boşaltacaksın, birisi dur demeye kalktığında onu suçlayıp içeri atacaksın. Sen çalacaksın, neden çalıyorsun diyeni içeri atacaksın. Çalma diyen bir insan acaba bu salonda kaç sivil polis var hakkımda tutanak tutuyor mu? diyecek."MUTLU "GAZETECİ KALEMİNİ SATMAYACAK""Ya ben hayatım boyunca çalmadım. Ben olsa olsa eleştirdim. Eleştiri hakkı da benim mesleki en doğal hakkım. Bakmayın siz o yalakaların yaptığına, gazeteci övgü düzmez. Gazeteci eleştirir. Gazeteci bir kamu malının kılına zarar gelse onun hesabını sorar. Çünkü o babasının malı değildir. Siz önünüze gelen gazeteciyi içeri atacaksınız, attıramadığınızı, işten attıracaksınız, onu da yapamadığınızı öldürteceksiniz, yurt dışına kaçıracaksınız, sonra burası babanızın çiftliği gibi yaşayacaksınız. Adını da resmileştirip, padişahlık, başkanlık sistemi yapacaksınız. Yaptırmayacağız. Bir kişi ekmeğini sadece gazetecilik yaparak kazanıyorsa, kalemini satmıyorsa, başkalarının borozanı olmuyorsa, düşüncesi ne olursa olsun ben ona saygı duyarım diyor Uğur Mumcu."MUTLU "MEDYANIN AMİRAL GEMİSİ HÜRRİYET NE HALLERDE""Bugün gazetecilik nerelerde hepiniz benden daha iyi biliyorsunuz. Gerçek anlamda kaç gazete kaldığını söyleyebilirmisiniz? Yani güvenerek okuduğunuz, ya bu gazete de hakikaten gazete diyebileceğiniz kaç gazete kaldı? Çok azaldılar. Bugün merkez medyanın amiral gemisi Hürriyet gazetesinin yazarlarına bir bakın. Tamamı daha önce Milli gazete de, Zaman da yazan Kanal 7 televizyonunda program yapan, haberleri sunan hepsi devşirme, liberallerle dolu. Sözde liberaller ama hepsinin ruhları gerici. Hepsi İslam'ı bir şekilde malzeme olarak kullanan kalemler. Amiral gemisi bu durumda. Gazete elden gitmiş. Gazete de Atatürkçüyüm demek suç. Diyeni işten atıyorsun. Gazete de laiklik diyeni atıyorsun işten. Yerlerine imamları getiriyorsun. Takkeli'leri getiriyorsun. Ondan sonra Türkiye'nin en büyük gazetesiyim diye övünüyorsun. Aslında küçüksün, mercimek kadarsın. İşte Sabah gazetesi ortada. Hala ikiyüz elli bin kişi para verip alıyor o gazeteyi. Total de bakıyorsunuz Türkiye de bundan on yıl öncesine göre toplam tiraj % 60 azalmış. Neden ? İşte tablo ortada insanlar alacak gazete bulamıyorlar. Adam gibi gazete çıkar bak nasıl okunuyorsun. Gazeteci insandır her şey'den önce. Bugün insan olmak çok önemli bir değer haline geldi. Ufacık çocukların Kuran kurslarında, bilmem ne evlerinde ırzına geçildi, bazı gazeteler de haber bile olamadı. Neden ? Aman hükümet kulaklarını çeker, aman bağlı oldukları sermaye kuruluşlarının reklam gelirleri düşer diye. Yazıklar olsun. Gazeteci olmak isyan etmektir. Bugün isyan eden gazeteci kalmadı. Gazeteci ağzının içinden konuşmaz. Gazetecinin öyle gizlisi, saklısı olmaz. Gazetecini korkusu olmaz. Gazeteci fakir yahut orta gelirli olur. Bu gazeteciler çok zengin. Gazetecinin kaybedecek bir şeyi olmazsa korkusu da olmaz. Gazetecinin kaybedeceği alt tarafı işidir. Onu da mücadele bayrağına sarar . Gazetecilik çılgınlıktır. Gazetecinin kral çıplak demeye yüreği olması lazım. Gazeteci terörist olmalıdır. Gazetecilik en sorulamayacak soruyu, muhatabının gözünün içine bakarak sormaktır. Gazetecinin muhalif olması lazım. Gazetecinin dedektif olması lazım. İşte o Uğur Mumcu bunların hepsiydi. Gazetecinin akıllı olması lazım. Aptal insanların mesleği haline geldi gazetecilik."MUTLU "MUMCU YAŞASAYDI YAZDIRMAZLARDI""Uğur Mumcu bugün yaşıyor olsa yazabilirmiydi sizce? Bu mesleğin 30, 40 yıllık emekçileri hep dışlandı. Gerçek gazeteciler hep işsiz. İstenilen başlığı, istenilen fotoğrafı basmadılar diye dışlandılar. Bugün gazetecilik kadrolarının % 90'ı değişti. Yelpaze olan yapı yok oldu. Artık tek renk var." dedi.Panelin sonunda Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz panelistlere çiçek sunarak kısa bir konuşma yaptı.Öz şunları söyledi:ÖZ "DÜZEN İLE DÜZÜLEN DEĞİŞMİYOR"" Evet dedikleri gibi Demokrasi şehitleri değil, aydınlanma şehitleri doğru. Tanımlar değişiyor. Ama düzen ve düzülen hiç değişmiyor. İsimler değişik oluyor. Hani Irak'ta nükleer silahlar var diyerek oraya girdiler ve oranın canına okudular ırzına geçtiler. Bunları yapanlar, baba Bush ile oğul Buşh'tu. Onlar gitti. İyi bir müslüman kökenden geliyor dediler. Obama geldi. 8 sene o idare etti. İsrail ile kavga ediyormuş gibi yaptı. Bizimkine de "van minute" dedirttiler. Güzel bir senaryo yaptılar. Vay be bizimki İsrail'e kafa tuttu dediler. Hiç fark etmiyor. Dünyada ki kadınlar yürüyor. Neymiş ? Kadın düşmanıymış falan diyerek şimdiki Başkan Trump için. Değişen ne var? Trump ilk defa kimi aradı? Netenyahu'yu aradı. Yani mazlum milletler bir tarafta, öbür efendilerin adı, bazen Avrupa Birliği ile güzel geçiniyorlar. Hans ile öbürü kol kola gidiyor. Bazen de şimdiki gibi Emperyalizm'e, Kapitalizm'e değil isim bulamadıkları için dünyayı altı tane en zengin kişi yönettiği için aralarında bir kavga var. ABD ile AB arasında bir kavga var. Bunların taşeronu kim ? İngiltere. İngiltere bunlara dedi ki; ben sizi ekonomik olarak, Avrupa'yı sömürürüm, ABD ile de işbirliği yaparım. O sizin siyasi birlikteliğinize karışmam dedi. Biz niye girdik ? 1993'de bir girdik. Gümrük Birliğine girdik. Tabi ki onlar da bizi sömürdü."ÖZ "İDDİA VE MİLLİ PİYANGO SATILACAK"Son bir şeyimiz daha kaldı satacak. Yakında duyacaksınız. Milli Piyango ve İddia'yı satacaklar. Bir de topluma diyecekler ki; Biz kumar işinden çıktık. Devlet'in elinden çıkardık diyecekler. Ama oynatmaya devam edecekler. Bir kısmı yurtdışında oynamaya devam edecek. Yani Uğur Mumcu'nun dediği gibi; "Düzenin adı değişiyor ama öte tarafta biz aynı sınıfta kalıyoruz. Buna engel olan tek kişi vardı. O da Gazi Mustafa Kemal'di. Ve onun yolunda yürüyenlerdi. Zaman zaman söylüyorum 1993'te Feer Hogan o dönemki genişlemeden sorumlu komiserleri demişti ki; "Avrupa Birliğine girmek istiyorsanız o Atatürk resmini duvardan indireceksiniz" Atatürkçüler birer birer öldürülürken, indireceksiniz dedi. Bu günlere adım adım geldik."ÖZ "GEL SENİ KORUYALIM CUMHURİYETE DOKUNMA""Yapacağımız şey sandıklara sahip çıkacaksınız. Biz şöyle bir şey desek nasıl olur? Tayyip bey, siz yanlış yaptınız, hata yaptınız. Bunlardan dolayı Suriye'de başımız bir sürü derde girdi. Bunları birlikte yaptınız. Fetöcüleri besledik. Bugün Fetö diye bir ton sıkıntı oldu. Gel seni ömür boyu görevinde kal. Görevden sonra da seni koruyalım. Anayasaya bir madde koyalım. Ölene kadar recep tayyip erdoğan yargılanmayacak. Gel sen şu düzeni değiştirme. Cumhuriyet'in temel ilkelerinden ödün verme. Teklifi geri çek. Ömür boyu tüm yetkileri kullan. Zaten kullanıyorsun. Söz biz seni koruyacağız desek nasıl olur acaba?" dedi.Kartal Belediyesi ve Atatürkçü Düşünce Derneği Kartal şubesinin birlikte düzenlediği Muammer Aksoy ve Uğur Mumcu'yu anma etkinliğine Başkan Öz'ün yanısıra Başkan yardımcıları, birim müdürleri ve ADD Kartal şube Başkanı Gürsel Öğüt ile çok sayıda Kartallı katıldı.
Güncel
Yayınlanma: 25 Ocak 2017 - 09:41
ALTINOK ÖZ, ERDOĞAN'A SESLENDİ: "GEL SENİ KORUYALIM CUMHURİYETE DOKUNMA"
"Yapacağımız şey sandıklara sahip çıkacaksınız. Biz şöyle bir şey desek nasıl olur? Tayyip bey, siz yanlış yaptınız, hata yaptınız. Bunlardan dolayı Suriye'de başımız bir sürü derde girdi. Bunları birlikte yaptınız. Fetöcüleri besledik. Bugün Fetö diye bir ton sıkıntı oldu. Gel seni ömür boyu görevinde kal. Görevden sonra da seni koruyalım. Anayasaya bir madde koyalım. Ölene kadar Recep Tayyip Erdoğan yargılanmayacak...''
Güncel
25 Ocak 2017 - 09:41