Derin yoksulluk Ağı'nın, İstanbul'un ilçelerinde yaptığı "derin yoksulluk" araştırması ardından harekete geçen ataşehir Belediyesi, ilçede bulunan ve sosyal yardım desteği almayan vatandaşların belirlenmesi için hareket geçti. Ataşehir'de yaşayan ve hiçbir sosyal destekten yararlanmayan aileler ve bireyler tespit edilerek kayıt altına alınmaya başlandı.
Derin Yoksulluk Ağı'nın, İstanbul'un ilçelerinde yaptığı "derin yoksulluk" araştırması ardından harekete geçen Ataşehir Belediyesi, ilçede bulunan ve sosyal yardım desteği almayan vatandaşların belirlenmesi için harekete geçti. Ataşehir'de yaşayan ve hiçbir sosyal destekten yararlanmayan aileler ve bireyler tespit edilerek kayıt altına alınmaya başlandı. Ataşehir Belediyesi ve Derin Yoksulluk Ağı'nın ortak yürüttüğü çalışmada, Derin Yoksulluk Ağı’nın gönüllü psikolog ve sosyologları ve Ataşehir Belediyesi’nin sosyal hizmet görevlileri iş birliği ile tespit edilen vatandaşlar kayıt altına alındı. Çalışmalar sırasında ailelerin temel ihtiyaç maddeleri ile destekllenmeside ihmal edilmedi.
Kayıt altına alınan vatandaşlar; kâğıt toplayıcılığı, çiçekçilik, müzisyen, gündelik temizlik işleriyle geçinmeye çalışan, bugüne kadar hiçbir düzenli işte çalışmamış bireyler oluşturuyor. Aralarında yalnız ebeveynlerin de bulunduğu ve toplumun en kimsesizi olarak tarif edilebilecek bu aileler arasında salgın sürecinde işini kaybetmiş asgari ücretliler de bulunuyor. Bu ailelerin çocukları hiçbir koşulda uzaktan eğitime ulaşamadığı gibi, ciddi sağlık sorunlarıyla mücadele etmek zorunda kalıyor.YOKSULLUK KADER DEĞİL ÜSTESİNDEN GELMEK MÜMKÜN Ataşehir belediye Başkanı Battal İlgezdi, Öncelikli hedeflerinin ailelerin acil sorunlarının karşılanması olduğunu söylüyor. İlgezdi orta ve uzun vadeli hedeflerini şöyle açıklıyor:“Asıl hedefimiz, hak temelli bir bakışla bu yoksulluğun nesilden nesile devredilmesinin önüne geçmek. Yoksulluk kader değil, üstesinden gelmek mümkün. Her bireyin insani koşullarda yaşaması ve temel ihtiyaçlarına ulaşması bir hak ve bu hakkın karşılanması gerekiyor. Temel ihtiyaçlara yani; gıda ve acil ihtiyaç malzemelerinin sağlanması sorunlara anlık çözümler üretilmesi tabi ki çok önemli ama hiçbir biçimde yeterli değil. Orta ve uzun vadede bir programla yoksulluğun bir sonraki nesle devredilmesini önlemek asıl amacımız ve bunun için çalışacağız. Bu ailelerde çalışabilecek durumda olan kişileri destekleyerek meslek sahibi olmalarını ve iş bulmalarını sağlayacağız.
Yasaların zorunlu kıldığı sosyal inceleme biçimlerinin de ötesinde bir inceleme çalışması yapıyoruz. Bu ailelerde nesilden nesile aktarılan yoksulluğu önlemek için derinlemesine inceleme ve takip sistemi kuracağız. Okulda başarılı olma şansı olan çocuklar eğitimde desteklenecek. Derslere ilgisi zayıf olan ve hiçbir koşulda okuma ihtimali olmayan çocuklar psikolog ve sosyologların incelenmesi sonucu, spora, uygun meslek eğitimlerine yönlendirilecek. Çocukların sosyal becerilerinin gelişmesi ve eğitimlerinin başarıyla tamamlanması için seferberlik başlatıyoruz. Ayrıca bu aileler herhangi bir sosyal güvenlik şemsiyesi altında olmadıkları için sağlık hizmetlerinden de yararlanamıyorlar. Bunun için devletin sağladığı haklardan yararlanmalı konusunda rehberlik hizmeti vermeye başlıyoruz.” Derin Yoksulluk Ağı kurucusu Hacer Foggo da Ataşehir Belediyesi ile yaptıkları çalışmanın tüm belediyeler için bir model olmasını diliyor. Foggo; “Biz gönüllü desteği ile bugüne dek, özellikle pandemi döneminde gıdaya erişemeyen, açlıkla mücadele eden ailelerin temel ihtiyaçlarını karşıladık. Bu çalışmaları uzman psikolog, sosyolog, araştırmacıların da arasında bulunduğu her meslekten gönüllü çalışanlarımızla ve ailelerle dayanışan destekçilerimizin sayesinde gerçekleştirdik. Ancak yoksulluğun boyutları her geçen gün derinleşiyor. Bu yoksulluk gönüllü çalışmanın ötesinde olup, hak temelli sürdürülebilir sosyal politikalar ve stratejilerin yanı sıra programlı ve düzenli bir müdahale ile azalabilir. Desteği temel ihtiyaçların giderilmesi ile sınırlı tutmak, yoksulluğun sürekliliğini engelleyemiyor maalesef. Şu anda Ataşehir Belediyesi ile yaptığımız çalışma, Ataşehir’in yoksul mahallerinde yaşayan çocukların ailelerinden yokluğu miras almamaları bu da ancak Belediye ile birlikte oluşturacağımız modellerle ortadan kalkacaktır” diyor.DAHA FAZLA İŞ BİRLİĞİ Ataşehir Belediyesi ile Derin Yoksulluk Ağı’nın iş birliği bununla da sınırlı kalmıyor. Ataşehir’de COVID-19 salgını sonrası %100’den fazla artan talebin sosyal yardım sistemine dâhil olması için Ağ’ın Boğaziçi Üniversitesi mezunu genç sosyolog, psikolog ve sosyal hizmet görevlileri incelemelere dâhil olacak.


Yasaların zorunlu kıldığı sosyal inceleme biçimlerinin de ötesinde bir inceleme çalışması yapıyoruz. Bu ailelerde nesilden nesile aktarılan yoksulluğu önlemek için derinlemesine inceleme ve takip sistemi kuracağız. Okulda başarılı olma şansı olan çocuklar eğitimde desteklenecek. Derslere ilgisi zayıf olan ve hiçbir koşulda okuma ihtimali olmayan çocuklar psikolog ve sosyologların incelenmesi sonucu, spora, uygun meslek eğitimlerine yönlendirilecek. Çocukların sosyal becerilerinin gelişmesi ve eğitimlerinin başarıyla tamamlanması için seferberlik başlatıyoruz. Ayrıca bu aileler herhangi bir sosyal güvenlik şemsiyesi altında olmadıkları için sağlık hizmetlerinden de yararlanamıyorlar. Bunun için devletin sağladığı haklardan yararlanmalı konusunda rehberlik hizmeti vermeye başlıyoruz.” Derin Yoksulluk Ağı kurucusu Hacer Foggo da Ataşehir Belediyesi ile yaptıkları çalışmanın tüm belediyeler için bir model olmasını diliyor. Foggo; “Biz gönüllü desteği ile bugüne dek, özellikle pandemi döneminde gıdaya erişemeyen, açlıkla mücadele eden ailelerin temel ihtiyaçlarını karşıladık. Bu çalışmaları uzman psikolog, sosyolog, araştırmacıların da arasında bulunduğu her meslekten gönüllü çalışanlarımızla ve ailelerle dayanışan destekçilerimizin sayesinde gerçekleştirdik. Ancak yoksulluğun boyutları her geçen gün derinleşiyor. Bu yoksulluk gönüllü çalışmanın ötesinde olup, hak temelli sürdürülebilir sosyal politikalar ve stratejilerin yanı sıra programlı ve düzenli bir müdahale ile azalabilir. Desteği temel ihtiyaçların giderilmesi ile sınırlı tutmak, yoksulluğun sürekliliğini engelleyemiyor maalesef. Şu anda Ataşehir Belediyesi ile yaptığımız çalışma, Ataşehir’in yoksul mahallerinde yaşayan çocukların ailelerinden yokluğu miras almamaları bu da ancak Belediye ile birlikte oluşturacağımız modellerle ortadan kalkacaktır” diyor.DAHA FAZLA İŞ BİRLİĞİ Ataşehir Belediyesi ile Derin Yoksulluk Ağı’nın iş birliği bununla da sınırlı kalmıyor. Ataşehir’de COVID-19 salgını sonrası %100’den fazla artan talebin sosyal yardım sistemine dâhil olması için Ağ’ın Boğaziçi Üniversitesi mezunu genç sosyolog, psikolog ve sosyal hizmet görevlileri incelemelere dâhil olacak.
