Maltepe’nin yüzlerce yıllık tarihi
“Toplumsal Hafızada Zamanda ve Mekânda: Maltepe” adıyla kitaplaştırıldı. maltepe Belediyesi’nin girişimleriyle bir araya gelen ve aralarında şehir
planlamadan sosyolojiye; siyaset biliminden antropolojiye kadar farklı bilimsel
disiplinlerde üretimi bulunan 10 kişilik araştırma ekibinin hazırladığı kitap,
Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde, belediye Başkanı ali Kılıç’ın da
katılımıyla düzenlenecek bir sergi ve panelle görücüye çıkacak. 2 yıllık titiz
bir çalışmanın ürünü olan kitap, ilçenin tarihine ışık tutarken, ilçenin
kuruluşuna dair önemli belgeleri de bir araya getirdi. Aralarında eski belediye
başkanları, muhtarlar, dernek ve sivil toplum kuruluşu yöneticilerinin de yer
aldığı 200 kişiyle yüz yüze yapılan görüşmeler, görüntü kayıtları, ulusal ve yerel basın taramaları, ilçe üzerine yapılmış lisansüstü tezler, geçmişten
günümüze yapılan planlar, kitaplar, makaleler, meclis kararları ile TÜİK, İBB
gibi kurumların verilerinin taranarak oluşturulan kitap 371 sayfa.
OSMANLI ARŞİVİNDE MALTEPE İZLERİ
Maltepe’ye dair çok bilinenleri ve az
bilinenleri tarihsel açıdan analiz edecek bir ortak hafızayı ortaya koymaya
çalışan kitap, diğer yandan da hiç bilinmeyenlerin ya da unutulmuş olanların
peşine düştü. Çalışmalar kapsamında osmanlı arşivinden 900’e yakın belgenin de
taranarak, ilk kez görücüye çıkarılacağı kitapta, İstanbul’da ilk modern
belediye teşkilatının kurulması ile eş zamanlı olarak kurulan Maltepe
Belediyesi’nin kuruluş belgesi, 19. yüzyılın modern sayfiye gelişimi, erken
Cumhuriyet döneminde değişen nüfus yapısı, emek ve üretim ilişkilerine dair
belgeler de yer aldı.
O HİKÂYEDE ORTAYA ÇIKTI
Cumhuriyet’in başkenti olan Ankara’nın,
Cumhuriyetin erken yıllarında İstanbul’a ne kadar uzaksa Maltepe’ye o kadar yakın
olduğu; yine bu araştırma sonucunda Dragos’daki milletvekili kooperatifinin
hikâyesinde ortaya çıktı. Maltepe’den mübadele ile giden Rum ve Ermeniler ile
6-7 Eylül olaylarından sonra ayağı kesilen Yahudilerle ilişkiler, tanıklıklarla
ortaya çıkarken, hem 6-7 Eylül olaylarında, hem de Yassıada mahkemelerinde
izleyici olmuş Maltepelilerin o günlere yaşadıkları da kitapta kendine yer
buldu. Ayrıca kitapla, Maltepe’nin mübadeleye tabi olarak Yunanistan’a göç eden
yerli Rum nüfusu, oraya vardıklarında; mübadeleye tabi olarak Türkiye’ye
gönderilecek olan Müslümanlara Maltepe’yi bir cennet olarak tasvir ettikleri de
ortaya çıktı.
KUTU
KİTAPTAN NOTLAR…
“Tabi tütün ekmeyince ne yapacaklar, bir
şey bilmiyorlar. Bizden evvel buraya gelen Kemahlılar bizimkilere diyorlar ki,
gelin diyorlar sebze ekin… Ondan sonra tabi başlıyorlar bamya ekmeye, her türlü
salatalık, şuydu buydu. Süreyya plajının orda bizim bostanlar, orasıydı.”
(Erdal Karatepe 1942 doğumlu, 2. nesil mübadil, 9 Şubat 2018)
“Onlar (Adalarda yaşayan Rumlar) 6-7
Eylül olaylarına kadar hep pazar günleri Maltepe’ye gelirlerdi. İskeleden
çıkarlar, pazartesi günleri Pazar kurulurdu. İhtiyaçlarını alır tekrar adaya
dönerlerdi. Ama o 6-7 Eylül olaylarından sonra onlar da bırakıp gitti…”
(Refet Özkan, 1931 doğumlu, 18 Temmuz 2017)
“Ben Yassıada’ya gittim. Adnan
Menderes’in her günkü mahkemeye göre davetiye veriyorlardı… Yassıada’ya özel
vapur kalkardı. Gittik, mahkeme salonuna girdik. Herkesin yeri numaralı oralara
oturduk. Sonra hâkimler geldi, Adnan Menderes. İşte ben o zaman Adnan
Menderes’e çok acıdım. Pardösü kolunda, ondan sonra bir hâkim sordu falan,
bazısına cevap veriyor bazısına veremiyor. Fakat o kadar perişan durumdaki. O
koltuktan kalkıp başka bir koltuğa geçmesi gerekti neden bilmiyorum. Ve
geçerken pardösüsünü önce unuttu sonra almak istedi, yere düşürdü. Eğildi
almaya. Yani bana çok dokunmuştu …” (Müzeyyen Taşçıoğlu, 1936 doğumlu,
2 Mart 2018) “
“Paşa Babanın (Süreyya
Paşa) hobisi inşaattı... İnşaat yapsın. Onun için babamlar, amcamlar falan
çok kızıyorlardı. Çünkü devamlı para istiyordu (gülüyor) inşaat için… En büyük
merakı buydu... Bizimkiler Sultan Abdülaziz’e benzetiyorlardı Paşa Baba’nın
inşaat merakını, O da saray yapıyormuş boyuna diyorlardı (gülüyor). Çiftliğin
inşaatı bitince babamlar bir rahat nefes almışlar oh inşaat bitti diye. Ama bu
defa da plaj işini çıkardı…” (Vedii İlmen, 1925 doğumlu, 14 Mart 2018)
“Mesken buhranının belli başlı bir
sebebi de yaz mevsimini geçirmek üzere şehrimize gelen diğer vilayetler
zenginlerinin bulabildikleri evleri yıllık kiralamaları ve dört aya karşı sekiz
ay bunları kapalı tutmalarıdır. Eğer bir nüfus sayımı da mesela temmuzda
yapılsa yaz ve sonbahar arasında büyük bir fark olduğunu iyice anlardık… Demek
ki İstanbul bütün Anadolu zenginlerine ve Ankara’daki memur sınıfa çoğunluğuna
yazlık vazifesini gören bir şehirdir…” (Refik Halit Karay, Akşam Gazetesi,
8. Şubat 1946)
“Maltepe’nin tarihi ve Türk tarihinin
belli ismi olan Nihal Atsız’ın evini hatırlıyorum. Onun da oğlu Buğra
arkadaşımızdı. Hatta o zaman Süleymaniye Kütüphanesi’nin müdürü müydü neydi
kendisi. Aynen bizimle beraber, trenle aynen öğrenci gibi, oğlu da zaten
Avusturya lisesine gidiyor. Haydarpaşa’ya kadar hep beraber gidiyoruz. Nihal
Atsız Bey de bir vagonun bir tarafına oturur, kitabını okur.” (Vural
Temuçiner, 1943 doğumlu, 1 Kasım 2017).
KİTAPLA İLGİLİ NOTLAR…
* Toplam 200 kişiyle yüz yüze görüşme
yapıldı.
* Görüşmelerin büyük bir kısmında sözlü tarih yöntemi, bir kısmında mülakat yapıldı.
* Bu görüşmelerin her biri 1-3 saat
arasında sürdü, ses ve görüntü kaydı yapıldı.
* Osmanlı arşivinde 900'e yakın belge
tarandı ve kopyaları alındı.
* Milliyet ve Cumhuriyet Gazeteleri ile
yerel basında Maltepe haberleri tarandı.
* Maltepe üzerine yapılmış tüm lisansüstü
tezleri, geçmişten bu yana yapılmış planlar, kitaplar, makaleler, meclis
kararları gibi yüzlerce sayısız kaynak tarandı.
* Araştırmalarda Maltepe Belediyesi başta
olmak üzere TUİK, İBB gibi kamu kurumlarının yayımladığı verilerden
faydalanıldı.
* İstanbul dışında 2, İstanbul içinde ise
18 mahalle muhtarı, yaşayan tüm eski belediye başkanları, yerel basın mensupları, dernekler ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri ile
görüşüldü.
* Çalışma yaklaşık 2 yıl sürdü.
* Kitap 371 sayfadan oluşuyor.
* Maltepe Toplumsal Tarihi araştırma
projesi 10 kişilik bir araştırma ekibinin kolektif çalışması ile
gerçekleştirildi.
* Projede Hatice Kurtuluş,
Şükrü Aslan, Besime Şen, Esra Kaya Erdoğan, Hatice Kurşuncu, Suna Yılmaz,
Sevinç Doğan, Zozan Üçdağ araştırma ve kitabın yazımı süreçlerinde yer aldı.
Mustafa Çelebi ve Onur Arslan ise araştırma sürecinde görev aldı.