Hukuk, demokrasi, özgürlüklerin olduğu bir toplumu kurmadan, katma değerden, istihdam yaratmaktan, nitelikli yatırım çekmekten bahsetmenin zor olabilieceğini söyleyen Bilecik, “OHAL’den çıkışın yol haritasını görmek çok şeyi değiştirir” diye ekledi.
Dünya gazetesine konuşan TÜSİAD başkanı, enflasyonun makroekonomik istikrar açısından Türkiye’nin bir numaralı problemi olduğunu aktararak, “Bu mücadelenin de tamamen merkez bankası tarafından yapılması gerekir. Asıl görevleri de o nihayetinde. Merketiz Bankası’nın bağımsız, siyasi iklimden tamamıyla ayrışmış vaziyette yapacağı mücadele ve çalışmaların daha etkili olacağına inanıyoruz. Ama hakikaten bağımsızlık, kağıt üzerinde değil. Faizin gerektiğinde artırılıp gerektiğinde düşürüldüğü, enflasyon hedeflemesi diye bahsetğimiz politikanın birebir olarak bu anlamda uygulanması…” diye konuştu.
Yükselen bir enflasyon varsa faizlerin de ister istemez yükseleceğini belirten Bilecik şunlara dikkati çekti: “Bunlar birbirlerini doğuran şeyler. Enflasyon oranı yüzde 12, yüzde 12’nin altında ne mevduat toplayabilirsiniz ne de borç para verebilirsiniz. OVP’de ifade edilen yüzde 5’lik enflasyon hedefinden maalesef uzağız. Makroekonomik birçok etkileri var ama kendimize de bakmamız gerekir. Birlikte yarıştığımız gelişmekte olan ülkelerin tamamında bu oranlar yüzde 3,5-4 civarında, faizler de bu noktalarda seyrederken, bizde neredeyse 3-4 katı orana çıkmış vaziyette.”
Girişimlerin artması için özgürlükler ile güvenlik arasındaki dengeye daha fazla dikkat edilmesi gerektiğini belirten TÜSİAD başkanı, bununla yatırım iştahı ve yüksek katma değerli üretim konusunu kast ettiğini anlatarak, “OHAL’den çıkışın yol haritasını görmek çok şeyi değiştirir” dedi.