‘Cumhuriyet ve Demokrasi Buluşması’na çevre illerden de çok sayıda vatandaş katıldı. Çanakkale, Balıkesir, Edirne, Kırklareli gibi çevre illerden gelen çok sayıda kişinin katıldığı görüldü. Buluşmaya ayrıca çeşitli sivil toplum örgütleri ve siyasi örgütler katıldı. Yüzbinlerin katıldığı buluşmada ilk olarak Onur Akın sahneye çıkarak demokrasi ve cumhuriyet için şarkılar söyledi. Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi’nde sahneye çıktı. Oyuncu Menderes Samancılar da alandaki kalabalığa seslenerek şunları söyledi: Henüz sizin kim olduğunuzu bilmiyorlar. Şu kanat sesleri var ya, şu özgür serçeler, eğilip bükülmez demir pençeler. Onun için işte yılmadan buradayız hepimiz. Böyle omuz omuza, birlikte, yan yana, kardeşçe durmak için darbe teşebbüslerini beklememiz gerekmiyor. Bu hepimize ders ve örnek olsun" Samancılar’ın ardından bir konuşma yapan şair Ataol Behramoğlu da kalabalığa seslendi ve, ‘Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum’ şiirini okudu. Büyük buluşmaya ayrıca 200’e yakın sanatçı da destek verdi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da buluşma alanında yurttaşlara seslendi. Kılıçdaroğlu sahneye eşi Selvi Kılıçdaroğlu ve CHPİstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat ile birlikte çıktı. Kılıçdaroğlu, 10 maddelik Taksim Manifestosu’nu.Cumhuriyet ve Demokrasi Buluşması’nda açıkladı. Kılıçdaroğlu’nun yüzbinlerin oyuna sunduğu manifesto oybirliğiyle kabul edildi. Daha sonra konuşmasına geçen Kılıçdaroğlu şunları söyledi: ‘‘Hep birlikte bir tarih yazdık. Hep birlikte demokrasiye ve cumhuriyetimize sahip çıktık. Taksim manifestosu Türkiye Cumhuriyeti’nin demokrasi tarihinde yerini alacaktır. Demokrasi adına sağ olun var olun’’
Kılıçdaroğlu konuşmasına Taksim Meydanı’nın önemini anlatarak devam etti. Kılıçdaroğlu, ‘‘ Gençlerimiz ağaçların kesilmemesi için bu meydanda doğaya sahip çıktı. Bu meydanda gençlerimiz ellerinde karanfiller ve kitaplarla hep beraber ayağa kalktı. Ülkemizi seviyoruz, insanlarımızı seviyoruz’’ diye konuştu.
DARBELERDE EN AĞIR BEDELİ ÖDEYEN CHP’DİR
Darbelerde en çok bedeli CHP’nin ödediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ‘‘Darbeye karşı çıkan bütün siyasi partilerin genel başkanlarını, parlamentoda olsun olmasın, genel başkanları, bütün vatandaşlarımı yürekten kutluyorum. Ve onlara buradan şükranlarımı sunuyorum. Darbe üzerinde neden bu kadar duruyoruz? Türkiye Cumhuriyeti’nin darbeler tarihine baktığınızda, en ağır bedeli ödeyen CHP’dir. Her darbeden sonra mal varlıklarımıza el konuldu, arşivlerimize el konuldu, genel başkanlarımız hapse atıldı, il ve ilçe başkanlarımız ciddi bedeller ödedi. Biz, kanla dişle tırnakla kazandığımız demokrasinin kıymetini de darbecilerin ne mal olduğunu da en iyi bilen partiyiz. Bombalar altında Meclis dik durdu, demokrasi kazandı’’ dedi.
ERLERİ LİNÇ EDENLER YARGILANSIN
Darbe girişimi sırasında askerlerin linç görüntülerini hatırlatan Kılıçdaroğlı, ‘‘Darbe sonrasında, emre uyan er ve erbaşların linç edilmesini asla ve asla kabul etmiyoruz, linç edenlerin yargılanmasını istiyoruz. Askerlik yapan herkes çok iyi bilir ki, komutanın verdiği emre bütün erler uyarlar. Emre uydu diye siz eğer o askeri linç ederseniz, peygamber ocağına ihanet etmiş olursunuz. Her asker bizim başımızın tacıdır. Bu meydana söz veriyorum bunların takipçisi olacağız’’ diye konuştu.
Konuşmasına demokrasinin önemini sık sık vurgulayan Kılıçdaroğlu, ‘‘Demokrasi, düşüncesine katılmasak bile insanların düşüncelerini özgürce dile getirdiği rejimin adıdır demokrasi. Darbe rejiminde, dikta yönetimlerinde düşünce özgürlüğü kavramı yoktur. Bir kişi konuşacak, herkes ona uyacak. O nedenle herkesin düşüncesini özgürce açıkladığı meydanlarında herkesin özgürce gezdiği bir Türkiye’den yanayız.
Demokrasi aynı zamanda yurtta barış, dünyada barış demektir. Darbecilerin barışla ilgisi yoktur. İnsan hakkını bilmeyen, işkenceleri olan, bağımsız yargısı olmayan bir düzende elbette ki barış asla olmaz’’ diye konuştu
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘Demokrasi aynı zamanda haklıyı savunmak demektir. Balyoz, Ergenekon, casusluk davasında pek çok subay, asker gereksiz yere hapse tıkıldı. Silivri zindanlarında geçirdiler hayatlarının büyük bir kısmını orada yaşadılar. Şimdi onlara yapılan haksızlığı hepimiz biliyoruz. Siyasal iktidarlar demokrasiden yana tavır alacaklarsa, iadeyi itibar yapmak zorundadırlar. Eğer demokrasiyi savunuyorsak, samimiysek, bütün siyasal partilerin genel başkanlarına sesleniyorum. Hükümete sesleniyorum. Gelin Silivri zindanlarında, hayatı mahvedilen o insanların itibarlarını iade edelim’’
Kılıçdaroğlu konuşmasının sonunda, Nazım Hikmet’in Davet şiirini okudu ve eşi Selvi Kılıçdaroğlu, torunu Duru ve Cemal Canpolat ile kalabalığı selamladı.