Değerli okuyucularımız bildiğiniz üzere Covit-19 salgını dünyayı sardı. Türkiye ne yazıkki bundan da payını aldı. Fakat bizler sürekli kötü haberler bekleyerek psikolojik olarak kendimizi yıpratıyoruz. Covid öncesi hastalıklarımızı bir kenara atıp hastaneye gitmeyi unuttuk. Akşam bültenleri kadına şiddet , covid salgını, deprem ve yasaklar... Sürekli kötü haberlerle dolu olan ülke gündemi, her geçen gün bizi biraz daha kabuğumuza sıkıştırdı.
Ağrılı bir süreç içerisindeyiz. Aşısı için bütün dünya yarış içindeyken, ülkemiz bu konuda da uzaktan bakıyor. Ne doğru düzgün bir önlem, ne de bir tutarlılık sözkonusu. Ama bizler en azından şu virüse yakalanmamış olan sağlıklı bireyler evinde işinde olan insanlar yine de birşeyler yapmalıyız. Evet yapmalıyız çünkü hayat bir şekilde devam ediyor…
Siyaset, her zamanki gibi çalkantılı. Her gün yeni bir parti kuruluyor. Covid, manevi açıdan yıprattığı gibi maddi açıdan da acımasızlığını gösteriyor. Esnaf kan ağlıyor. Devlet ise maddi destek yerine kredi vererek esnafı daha çok borca sürüklüyor. Sosyal mesafeyi vatandaş acımasızca eleştirirken havaalanı otobüsleri tıklım tıklım, bunlara denetim olmuyor. Kaymakamlar, belediyelerdeki görevlilerle pazarlarda güya denetim yapıyor, ama bir saat önceden denetim bildirilip önlemler alınarak formalite gerçekleştiriliyor…
Yani artık, ağlanacak halimize gülmüyoruz! Eğitim meselesi zaten başlı başına fiyasko… Eğitimde bir türlü tutarlılık sağlanmadığı zaten ortada, birde üzerine uzaktan eğitim eklenince; biz yetişkinlerin kafası artık almazken çocuklar ne yapsın? Servisçileri ve kantincilerin yaşadığını unuttuk bile. Bu insanlar geçimlerini şimdi nasıl sağlıyor, kimsenin umurunda değil. Bu sorunları halk çözecekse neden hükümet var!
Gördüğünüz gibi, sorunlar bitmek bilmiyor. Son olarak, Kızılay sorunu... Kızılay’da kan stokları bitiyor. Çünkü sağlıklı insanlar korkudan kan vermeye gitmek istemiyor. Giden kanlar enfeksiyonlu Covit -19 süreci geçmeyince düzenli de verilmiyor. Peki hastanede kan bekleyen hastalarımız ne olacak? Huzur evinde son günlerini mutlu olarak geçirmek isteyenler nasıl olacak? Bu ülkede particilik olduğu sürece sorunlar bitmek bilmeyecek. Partiler üstü meselelere bakılmadığı sürece çözümler olmayacak!