İnsanlar yaşamlarını devam ettirebilmek ve temel insani ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çeşitli meslek dallarında çalışırlar.
Her mesleğin kendine özgü incelikleri ve yazılı olmayan etik kuralları vardır. Yazılı olmayan bu etik kurallar, genellikle o mesleğin duayenlerince onlarca yıl içinde tecrübeyle oluşturulmuş kurallardır.
Yazılı olmayan bu etik kuralların ortak özelliği toplum vicdanında kabul görmeleridir.
Hangi meslekte olursa olsun toplum vicdanını yaralayan ve toplum vicdanında kabul görmeyen davranışlar o meslek için etik değildir. Örnek vermek gerekirse bir doktorun maaşını devletten yani halkın vergileriyle oluşan bütçeden aldığı halde ameliyat edeceği hastadan bıçak parası adı altında ikinci bir ücret alması toplum vicdanında kabul görmez ya da bir marangozun müşterisine en dayanıklı ağaçtan yapmayı vaat ederek aldığı siparişi sıradan ve dayanıksız bir ağaçtan yapması yani tüketiciyi kandırması ahlaki değildir.
Asıl misyonu insanları yaşanan olaylarla ilgili doğru bilgilendirmek ve haberdar etmek olan gazeteciliğin de kendine özgü etik kuralları vardır.
Her insan gibi gazetecinin de bir siyasi görüşünün olmasından daha doğal bir durum olamaz. Fakat gazeteci işini yani haberi yaparken hiçbir belgeye dayanmadan dedikodu ve olasılıkları yaşanmış gibi kabul edip insanların onur ve haysiyetlerini kırıcı haber yapamaz.
Yaptığı haberin yalan olduğu anlaşılınca ‘’Ben öyle duydum, Herkes böyle diyor, Olmadığını ne biliyorsunuz’’ gibi cümlelerle kendini savunmamalı çıkıp adam gibi özür dilemelidir. Taraflı ve yalan haberini yaptığınız insanların vebalini taşımak bir yana gazetecilik gibi çok onurlu bir mesleği toplum vicdanında mahkum etmeye hakkınız yok.
Maalesef Türkiye gibi henüz demokrasisi oturmamış ülkeler bir yana en gelişmiş demokrasilerde bile çıkar gruplarının isteği doğrultusunda haber yapan ve bu sayede kişisel kazanç elde eden gazeteciler görmek mümkün.
Kartal’a bakacak olursak kişisel fedakarlıklarıyla gazetecilik yapmaya ve halkı bilgilendirmeye çalışan meslektaşlarımızın yanı sıra Kartal’da adeta belediye başkanından intikam almak için kalemini sürekli bileyleyen ve her fırsatta yalan ve iftira dolu haberler yaparak adeta birilerinin tetikçiliğini yapan sözde gazeteciler meslek onurunu zedelemektedir.
Gazetecilik gibi çok onurlu ve kutsal bir mesleği kişisel hırslarına aracı edenlere Atatürk’ün ‘’Özel maksatla neşriyat yapan bazı gazetelerin, halkın ekseriyeti üzerinde yaptığı tesir, her memlekette olduğu gibi o gazetelerin lehinde değildir’’ sözünü hatırlatırken kalemini doğrudan yana halktan yana kullanan meslektaşlarıma saygılar sunarım.